Kör Baykuş


Özellikle intihar yolunu seçerek hayatını kaybeden -ya da farklı bir bakış açısına göre ölümü kazanan- yazarların eserleri farklı bir ruha sahip oluyor zannımca. Çoğu okuyucunun mutlaka en az bir kitabını okuduğu Zweig de bu yazarlardan biri. Yaşadıkları zaman dilimi, içerisinde bulundukları ortam ve ruhsal durumlarındaki çöküntü bu yazarların eserlerini farklı bir boyutta kaleme almalarını sağlıyor. Bir de bu yazarların kalemi, sözcüklerle oynama biçimi de iyiyse okuyucu adeta yazarın bir zamanlar içinde bulunduğu o ruhsal durumu yaşıyor. Sadık Hidayet'in kaleme aldığı bu yapıtta da bu hissiyat oldukça fazla. Yazar, "Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar." diyerek 'yazma' eyleminin hassasiyetini ortaya koyuyor.

"Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları. Lakin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir. Duvardan doğru eğilmiş, yazdıklarımı oburca yutmak, yok etmek isteyen gölgeme."

Yorumlar

  1. Yayın hayatınızda başarılar dilerim Bayan Vişne :)

    YanıtlaSil
  2. Bu güzel yorumun için öncelikle teşekkür etmek istedim.En yakın zaman da bende okumayı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Bende başarılar dilerim yayın hayatına :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Thomas More-Utopia

Yağlı Boya